Ekonomi

ABD’nin tarife politikası Asya’da büyümeyi yavaşlattı, merkez bankaları temkinli: Küresel piyasalardan son gelişmeler

Investing.com – ABD’nin art arda uygulamaya koyduğu yüksek gümrük tarifeleri, küresel ekonomi üzerinde baskı yaratmaya devam ediyor. Çin, Japonya ve Güney Kore gibi büyük Asya ekonomilerinde büyüme beklentileri aşağı çekilirken, merkez bankaları faiz kararlarında temkinli davranıyor. Bu ortamda yatırımcılar yeniden ABD tahvillerine yönelirken, belirsizlik küresel ticaretin ve para politikalarının seyrini ciddi şekilde etkiliyor.

Şubat ayında uzun vadeli ABD varlıklarına talep arttı

ABD Hazine Bakanlığı’nın Şubat ayına ilişkin açıkladığı verilere göre, ülke dışındaki yatırımcılar uzun vadeli ABD menkul kıymetlerine alım yönünde güçlü bir dönüş yaptı. Ocak ayında 45,2 milyar dolarlık satış yapan yabancı yatırımcılar, Şubat ayında 112 milyar dolarlık alım gerçekleştirdi. Özellikle ABD Hazine tahvillerindeki yatırımlar dikkat çekerken, bu kalemde Ocak ayındaki 13,3 milyar dolarlık satışın ardından Şubat ayında net 106,2 milyar dolarlık alım kaydedildi. Böylece toplam net sermaye girişi 112 milyar dolar olarak gerçekleşti.

Ancak yatırımcı ilgisinin artmasına rağmen, ABD Başkanı Donald Trump’ın yürürlüğe koyduğu gümrük tarifeleri küresel ticaret ortamında ciddi belirsizlikler yaratıyor. Özellikle Çin ile yaşanan gerginlik, ticari ilişkilerde gerilimi artırırken Çin Dışişleri Bakanlığı, ABD’nin uygulamaya başladığı yüksek gümrük tarifelerine yönelik yapılan uyarıları “tarife sayıları oyunu” olarak nitelendirdi ve bu tür uygulamaları dikkate almayacaklarını bildirdi.

Asya ekonomilerinde büyüme endişeleri yükseliyor

Nomura analistlerine göre, Çin ekonomisinin ikinci çeyrekte önemli ölçüde yavaşlayacağı öngörülüyor. İlk çeyrekte ihracatın öne alınmış olması, ikinci çeyrekte ekonomik faaliyetin zayıflayacağına işaret ediyor. Analistler, Trump’ın uyguladığı yeni tarifelerin Çin’in ABD’ye ihracatını ciddi biçimde sekteye uğratabileceğini ve bunun büyüme üzerindeki olumsuz etkilerini daha da derinleştirebileceğini belirtiyor.

Japonya Merkez Bankası Yönetim Kurulu Üyesi Junko Nakagawa da benzer bir uyarıda bulunarak, ABD’nin tarife politikalarının Japonya ekonomisi açısından en büyük risklerden biri haline geldiğini ifade etti. Nakagawa, tarifelerin Japon şirketlerinin ihracat, üretim ve sermaye harcamaları üzerinde baskı oluşturabileceğini, ayrıca genel ekonomik güveni olumsuz etkileyerek Japon ekonomisini doğrudan ve dolaylı yollardan zayıflatabileceğini belirtti.

Japonya ve Güney Kore’den para politikası ve büyümeye dair zayıf sinyaller

Nomura ekonomistleri, Japonya Merkez Bankasının faiz artırımlarını erteleyeceğini ve daha az sayıda faiz artışı yapacağını tahmin ediyor. Tarife politikaları ve ücret artışlarının zayıf seyri gibi etkenlerle bir sonraki faiz artışının 2025 Temmuz’dan Ocak 2026’ya ötelenmesi bekleniyor. Nomura, tesis edilen tahmin döneminde faiz artışı sayısını da iki yerine bire düşürmüş durumda.

Güney Kore Merkez Bankası Başkanı Rhee Chang-yong ise, 2025 yılına ilişkin büyüme tahmininin muhtemelen tutturulamayacağını ifade etti. Başkan, ülke içi siyasi krizlerin ve ABD’nin uygulamaya koyduğu tarifelerin yaratmış olduğu küresel belirsizliğin, ekonomik faaliyet üzerinde aşağı yönlü riskleri artırdığını belirtti. Merkez bankası, büyümeyi desteklemek amacıyla bu yıl içerisinde en az iki faiz indirimi daha yapılabileceği sinyalini verdi.

Fed cephesinden gelen değerlendirmeler: Belirsizlik ve bekle-gör dönemi

Cleveland Fed Başkanı Beth Hammack, yüksek belirsizlik seviyelerine işaret ederek, para politikasında aceleci adımlar atılmaması gerektiğini söyledi. Hammack, hem enflasyon hem de iş gücü piyasasında baskıların sürdüğünü ve mevcut durumda politika faizinin sabit tutulması için güçlü bir gerekçe olduğunu vurguladı. Ayrıca, tarife artışlarının yatırımcı davranışları ve merkez bankası stratejileri üzerinde belirsizlik yarattığını dile getirdi.

Kansas City Fed Başkanı Jeff Schmid ise tarım sektörü üzerindeki risklere dikkat çekerek, bazı etkilerin izlenmesi için sabırlı olunması gerektiğini söyledi. Enerji fiyatlarındaki gerilemenin enflasyon üzerinde sınırlayıcı etkiler yaratabileceğini belirten Schmid, Fed’in fiyat istikrarı ve tam istihdam hedeflerine yönelik herhangi bir aksaklığa karşı pozitif bir yanıt vereceğini aktardı. Ayrıca, Fed’in siyasi bağımsızlığının hayati önem taşıdığını vurgulayarak, para politikasının yalnızca Amerikan halkının ekonomik istikrarı gözetilerek şekillendirilmesi gerektiğini ifade etti.

Genel görünüm: Küresel ticaret geriliyor, politik belirsizlik yatırım iştahını zayıflatıyor

ABD’nin uyguladığı ticaret politikalarının yarattığı ortamda, birçok merkez bankası temkinli bir bekleyiş içinde pozisyonlarını yeniden gözden geçiriyor. Faiz politikalarında öngörülebilirlik azalırken, büyüme tahminleri aşağı yönlü revize ediliyor. Gelişmiş ekonomilerden gelen mesajlar, ticaret savaşlarının ekonomi üzerindeki doğrudan etkilerinin yanı sıra, yatırımcı güvenini ve merkez bankalarının karar alma süreçlerini de zora soktuğunu gösteriyor.

Fed’in ve diğer merkez bankalarının para politikaları artık sadece iç dinamiklere değil, ABD’nin gümrük tarifeleri öncülüğünde şekillenen küresel ekonomik manzaraya bağlı olarak şekilleniyor. Bu durum, 2025 yılı boyunca küresel piyasalarda yön bulmayı daha da zorlaştıracak gibi görünüyor.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Göz Atın
Kapalı
Başa dön tuşu